acz ve fakr ne demek?

İnsan, acz, fakr ve kusur noktalarında diğer varlıklardan daha üstün bir yaratılışa sahiptir. Bu varlık, kendisine bahşedilen akıl ve düşünce nimeti sayesinde kendi aczini, fakrını ve kusurlarını fark edebilen, bu sayede en zayıf ve yoksul bir varlık konumuna düşen bir yaratıktır. Ancak bu dezavantajını, iman, ubudiyet ve tefekkür aracılığıyla ciddi bir avantaja dönüştürebilir ve bütün varlıklar içinde en üstün seviyeye, yani ahsen-i takvime ulaşabilir.

Evet, insanın sonsuz kusur ve eksiklikleri karşısında, Allah’ın “kemalat-i Sübhaniyesi” sonsuzdur. İnsandaki sonsuz fakirlik karşılığında Allah’ın “gına-yı rahmeti” sınırsızdır. Yani, insan sonsuz derecede fakir ve ihtiyaçlıdır, ancak Allah sonsuz derecede zengin ve sonsuz merhamet sahibidir. İnsandaki sonsuz acizlik karşılığında Allah sonsuz bir kudret ve yücelik sahibidir.

Bu acz, fakr ve kusurunu güzel bir araç haline getirebilen insan, ilahi sıfatların anlaşılmasına basamak oluşturabilir ve böylece ciddi bir ilerleme kaydederek yüksek makamlara ulaşabilir.

Nur Külliyatı’nda bu konu üzerinde özellikle vurgu yapılmıştır. Çünkü bu üç özellik, ubudiyetin temelidir. Yani, insan, bu gerçekleri farkındalıkla kavradığında, kulluğuyla bütünleşir ve Rabbinden gelen görevleri yerine getirir.

Üstad şu şekilde ifade eder:

“İnsandaki kusur sonsuz olduğu gibi, acz, fakr ve ihtiyacına da nihayet yoktur. İnsana tevdi edilen açlık ile nimetlerin lezzetleri tebarüz ettiği gibi; insandaki kusur, kemalat-i Sübhaniye derecelerine bir mirsaddır. İnsandaki fakr, gına-yı rahmetin derecelerine bir mikyasdır. İnsandaki acz, kudret ve kibriyasına bir mizandır.” (1)

Kusur, acz ve fakr, insanın üç temel özelliğidir. Nefsin mahiyeti bu üçlüyle yoğrulmuştur. Kusur, eksiklik anlamına gelir ve kemalin zıttıdır. Kusur denildiğinde genellikle hata ve günah akla gelir, ancak kusur sadece bu ikisine özgü değildir. Her kusur, her eksiklik günah olmayabilir, ancak her günah bir kusurdur, bir eksikliktir.

İnsanın kusur yönü, açlık, yorgunluk, uyku, hastalık, yaşlanma, iradesinin sınırlı olması gibi noksanlıkları içerir. Fakirlik, muhtaçlık anlamına gelir ve genellikle maddi varlıklardan yoksun olmayı ifade eder. Ancak, zengin veya fakir, bütün insanların ortak ihtiyaçları vardır, bu nedenle her iki grup da son derece fakirdir. Fakr, insanın göz, kulak, el, ayak, hava, su, güneş, gece, gündüz, atmosfer, vücudundaki her organ ve çevresindeki her şeye muhtaç olması anlamına gelir.

Acz, insanın içsel ve dışsal nimetlerin hiçbirini yapma gücüne sahip olmamasıdır. Dünyanın dönmesini sağlama veya kanın dolaşımını sürdürme konusunda bir bebekle en güçlü bir yetişkin arasında hiçbir fark yoktur. Bu işler, ilahi bir kudret tarafından gerçekleştirilir.