Fenikeliler, milattan önce 3000’li yıllardan itibaren Akdeniz sahillerinde yerleşik olan, tarihin en ünlü tüccar halklarından biri olan Sami kökenli bir topluluktur. Fenikeliler, ticaret ile iç içe geçmiş bir yaşam sürdürerek, kurdukları kolonilerde mal alışverişini kolaylaştırmak amacıyla alegorik işaretleri belirli kalıplar içine yerleştirmeye başladılar. Bu, alfabelerin ortaya çıkmasında ilk adımdı. Fenikeliler neden bu kadar önemliydi? Çünkü onlar tarihteki ender koloni devletlerinden biriydi ve sürekli hareket halinde, bazen Anadolu topraklarında, bazen Lübnan dağlarında ve bazen de Nil Nehri deltasında yaşarlardı. Bu sürekli hareket onlara, gezdikleri ve ticaret yaptıkları bölgelerdeki zenginliklere erişim sağladı, bu zenginlikler arasında alfabe de bulunmaktaydı. Fenikeliler, tarihte bilinen ilk modern alfabeyi geliştiren topluluk olarak Mezopotamya uygarlıkları başta olmak üzere bölgedeki diğer kavimlerin kullandığı sembollerin çevrilmesinde öncü bir rol oynadılar.
Daha sonraki dönemde, Fenikelilerin çağdaşları Aramiler, alfabe konseptini farklı bir formata dönüştürdüler. Aramice dilleri ile öne çıkan Aramiler, Aramice dilini bilim, sanat, kültür ve diplomasi dili olarak kullanarak Orta Doğu’da etkileyici bir rol oynadılar. Aramiler, Araplar ve İbraniler gibi çeşitli kavimlere kültürel anlamda etki etti. Araplar ve İbraniler, Aramilerin Fenikelilerden aldıkları alfabeyi kendi ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden yorumladılar. Ancak, Arap ve İbrani alfabeleri, sağdan sola yazılmaları özelliği ile birbirlerine benzerlik gösteriyordu.
Fenike alfabesi, daha sonra Yunanlılara da geçerek büyük bir etki bıraktı. Yunanlılar, Fenike alfabesini Araplar ve İbraniler gibi kendi dil ve kültürlerine uyarladılar. Örneğin, Yunanlar Fenike alfabesini sağdan sola değil, soldan sağa yazacak şekilde yeniden düzenlediler. Fenike alfabesinin bugünkü Latin alfabesine geçişi ise, Romalıların kültürel atası olarak kabul edilen Etrüskler sayesinde oldu. Etrüskler, Yunan alfabesine bir düzenleme daha getirerek bugünkü Latin alfabesini oluşturdular.
Fenike alfabesi ile ilgili olarak değerlendirilen ilk yazıt, İtalya’da bulunan Marsilya Yazıtları’dır. Bu yazıt, Türkçe olarak Kazım Mirşan tarafından okunmuştur ve Fenike alfabesinin öncesi ve sonrasını detaylı bir şekilde anlatan Kazım Mirşan’ın ‘Etrüskler’ adlı kitabında bulunmaktadır.
Alfabeler arasındaki benzerliklere baktığımızda, A harfi, Latin alfabesi, Yunan alfabesi, İbrani alfabesi ve Arap alfabesi gibi modern alfabelerin ilk ve sesli harfidir. Bu harfin kökeni Sümerler, Babiller gibi Mezopotamya uygarlıklarında bulunan sembollerde görülmekte olup, Sami kökenli halklar olan Fenikeliler tarafından öküzle temsil edilmiştir. Benzer şekilde, modern alfabelerin ikinci ve sessiz harfi olan B harfi, kökü hiyeroglif yazısına dayanır ve Mezopotamya uygarlıklarında evi ve çadırı simgelerdi. Arapça’da Ba, Yunanca’da Beta, İbranice’de Bet olarak geçer. Aynı zamanda Farsça ve Rusça’da (Kiril alfabesi) da ikinci harftir ve sayısal anlamda genellikle ikiyi temsil eder.